“Ölmüş bir bedenin canı yanar mı, incinir mi? Susuz bir ağaç, annesiz bir çocuk büyüyebilir mi? Hüzün, Hiroşima'yı kara bir sis gibi sarmıştı. Lanet bombanın getirdiği ölüm, bulaşıcı gibi, bedenden bedene bulaşmış; küçük büyük, hiçbir canlıyı ayırmadan, ruhlarını siyah bir pelerine sarıp götürmüştü..
Yıllarca saçma sapan şeylerin peşinde koştum… Sen dahil…Aşk denilen şeyin beni farklı ve iyi hissettireceğini biliyordum ama kalbimi bu kadar yerinden oynatacağını hiç tahmin etmemiştim. Sadece bir insan için nefes alınır mıydı, demek alınırdı. Onu kim bilir tekrar ne zaman görecektim? İstediğim her..
Bazuka 12 ŞUBAT’TA ÇIKIYOR!.. "İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyü-dükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi ölüyor. Çocuklukla yaşlılık arasındaki dönem araf misali kitabesi ağır mesailerl..
“Şiir yaşatır” demeye devam ediyoruz…Sakın aldanma yalandır gidişimDönüşüm daha beter dağları yerinden oynatırOysa dünya kapılarını kapamıştırPencereler bana küsYeni yurtlar edinmek başka zamanlara kaldıÖldüm bak kapının eşiğindeyimOysa ben gidişleri sevmiştimÜrün Adı: Çalılıkta İki Gül..
Tüm hayatını karanlık olaylara harcayan Bane, bu defa tahmin edemeyeceği bir dosyayla karşı karşıyaydı. Lora’nın kaçırılması onun için bir dönüm noktası olabilirdi. Sisli geceler, karanlığı delen kurşun sesleri ve tek dostu Cohen Dünyanın en köklü örgütleri ve bunlarla savaşan bir gazetecinin akıl a..
Retorikten Uzak, alabildiğine içten, cesur ve kendine özgü mecazlarla, bilgece ve kimi kez dua cümlelerini andıran sözlerle varoluşa ilişkin sorunlar ve sorularla örülü bir şiir…Ataol Behramoğlu Hasan Öztoprak, ömrünün koyaklarından, doruklarından, sıkıntılarından, aşklarından, kavgalarından süzüyor..
Allah aşkı dediğimiz yüce, aşkın, kutsal aşka, metafizik sevgiye ulaşmak, gönülleri fethetmek, gönüllerde taht kurabilmektir. Bilakis günübirlik çıkarların, basit menfaatlerin arkasında dolaşan, beşerî münasebetlerde ihtirasları, kıskançlıkları, karalamaları, kötülemeleri merkeze alan ve bu tür hoyr..
Arkadasligin zorluklari... Ihmal edilmis bir evlilik... Ve edebiyatin kurtarici gücü...Julie Buxbaum ask, aile ve kendimizden bile gizledigimiz sirlarla dolu, bu kusursuz romanini etkileyici bir dille siz sevgili okurlara sunuyor.Ellie Lerner'in en iyi arkadasi olan Lucy, Notting Hill'in arnavut kal..
1876-1916 yillari arasinda yasayan Amerikali yazar Jack London okuma yazmayi bes yasinda ögrenmis, sekiz yasina geldiginde ise bir çiftlikte çalismaya baslamisti. Okumaya karsi özel bir ilgisi vardi; bir yandan kendi kendini yetistirirken bir yandan ailesinin geçimine katkida bulunmaya çalisiyordu: ..
Ben bundan 5 sene önce öldüm. Asla öyle kolay bir ölüm de olmadı benimkisi, kan kusarak acılar içinde yavaş yavaş can verdim. Feryadımı duyup yardımıma koşan kimselerim olmadı. Ben de babam üzülmesin diye yaşıyormuş gibi davrandım. Yemek yediğim, kıyafetimi giyebildiğim ve ara sıra tebessüm edebildi..
Yedi farklı öykücünün çalışmalarından derlenen bu küçük kitabı, yayına hazırlayan Ferhat Uludere şöyle anlatıyor: ‘Kitabın sayfaları arasında birbirinden farklı yedi öykü yer alıyor. Her biri farklı tarzda ve farklı bir teknikle yazıldı… Elinizde tuttuğunuz kitap küçük bir kitap olabilir ama her bir..
Tüm senfonilere nakış nakış seni işleyeyimEn büyük konser salonlarındaAdına çalsın orkestralarSevgini bir mabet gibi yücelteyimGözlerimde yalnız sen olmalısınGözlerimle yalnız seni sevmeliyimİnsan doğduğu zamanın ruhunu yaşar. Şairler hem kendi zamanlarının hem geçmişlerinin hem de geleceğin ruhunu ..
Kahraman Odabaş kırk yaşında, hayata ve ilişkilere dair ümitlerini kaybetmiş, günübirlik yaşayan bir dizi oyuncusu. Sonu hüsranla sonuçlanan evliliğinden küçük bir oğlu olan Kahraman eskisi gibi rağbet görmemekte, yeni oyunculuk teklifleri alamamaktadır. Hoşlandığı bir kadınla geçirdiği gecenin sonu..
Aşure. Bu sözcük Arapçada onuncu gün demektir. Aşiret, yani akraba da yine bu kelimenin kökünden gelir.Türlü gıdalarla pişirilip, bedelsiz dağıtılan aşure de bir bağ kurma kültürüdür. Bu da sözcüğün diğer manasını oluşturur: Topluluk.Elbette bizim onuncu gün ve topluluk anlamları ile şimdilik bir ba..
Gün doğmadan otobüs Malatya garajına girdi. Elinde bavulundan başka bagajdan çıkarılan tabutun içinde oğlu da vardı. Meraklı gözlerle tabuta bakan kalabalık kim olduğunu birbirlerine sorup yanıt alamayınca oradan uzaklaşıyorlardı. Köy dolmuşlarının gelmesini beklerken kadın, oğlunun tabutunun baş ta..
Her gece üstünden düşen yorganı seni uyandırmamak için en sessiz ve ağır haliyle örtmeye çalışan babanı, toprak kaplasın istemiyordun.“Oğlu gelsin,” dediler. Hayallerini gömmek için bile küçük olan mezara indin. Bende geldim seninle. Amcan, dayın ve enişten sigara uzatır gibi uzattı babanı. “Kıbleye..
Eger dört kadin tarafindan giyilen yüz yillik bir gelinlik olsa ne olurdu? Bu kadinlar kimler olurdu? Hayatlari nasil olurdu? O gelinlik nasil kismetlerine düserdi? Neden o gelinligi giyerlerdi? Gelinlik eskimez miydi? Hepsine de hiç kusursuz uyabilir miydi? Sonsuz Bir Ask, Inanç Ve Kurtulus Hikâyes..