Kahraman Odabaş kırk yaşında, hayata ve ilişkilere dair ümitlerini kaybetmiş, günübirlik yaşayan bir dizi oyuncusu. Sonu hüsranla sonuçlanan evliliğinden küçük bir oğlu olan Kahraman eskisi gibi rağbet görmemekte, yeni oyunculuk teklifleri alamamaktadır. Hoşlandığı bir kadınla geçirdiği gecenin sonu..
Gerçek bir aşkın dokunaklı ve yürek burkucu hikayesi... Hukukçu Mösyö Armand Duval'in yolu bir gün kamelyalarıyla ünlenmiş Matmazel Marguerite Gautier ile kesişir. Armand'ın kendi halinde bir hukukçu, Marguerite'in ise çiçeklerine bir ailenin aylık geçim kaynağını sarf edecek derecede müsrif bir kad..
Aşure. Bu sözcük Arapçada onuncu gün demektir. Aşiret, yani akraba da yine bu kelimenin kökünden gelir.Türlü gıdalarla pişirilip, bedelsiz dağıtılan aşure de bir bağ kurma kültürüdür. Bu da sözcüğün diğer manasını oluşturur: Topluluk.Elbette bizim onuncu gün ve topluluk anlamları ile şimdilik bir ba..
Gün doğmadan otobüs Malatya garajına girdi. Elinde bavulundan başka bagajdan çıkarılan tabutun içinde oğlu da vardı. Meraklı gözlerle tabuta bakan kalabalık kim olduğunu birbirlerine sorup yanıt alamayınca oradan uzaklaşıyorlardı. Köy dolmuşlarının gelmesini beklerken kadın, oğlunun tabutunun baş ta..
Aslında bir uzun hikaye olan Karabibik, edebiyatımızın ilk realist köy romanı olarak kabul edilir. Ayrıca yer ve konu bakımından Istanbul dışına çıkan ilk eserdir. Realizmin etkisinde kalan yazar, köylülerin konuşmalarını olduğu gibi aktarmaya özen göstermiştir.Olay Antalya'nın Kaş ilçesine bağlı bi..
Her gece üstünden düşen yorganı seni uyandırmamak için en sessiz ve ağır haliyle örtmeye çalışan babanı, toprak kaplasın istemiyordun.“Oğlu gelsin,” dediler. Hayallerini gömmek için bile küçük olan mezara indin. Bende geldim seninle. Amcan, dayın ve enişten sigara uzatır gibi uzattı babanı. “Kıbleye..
Eger dört kadin tarafindan giyilen yüz yillik bir gelinlik olsa ne olurdu? Bu kadinlar kimler olurdu? Hayatlari nasil olurdu? O gelinlik nasil kismetlerine düserdi? Neden o gelinligi giyerlerdi? Gelinlik eskimez miydi? Hepsine de hiç kusursuz uyabilir miydi? Sonsuz Bir Ask, Inanç Ve Kurtulus Hikâyes..
Alexa Daley’yi son gördügümüzde, ana yurdundaki bir tehdidi yok etmis, Roland Warvold ile Yalniz Deniz’de yolculuk yapiyordu. Kendisini hangi maceralarin beklediginden haberi yoktu... tabii ki simdiye dek.Kötü bir gücün saldirisinin ardindan Alexa ve dostu Yipes, Bes Tas Sütun denen tuhaf bir yerde ..
İnsan, üretmeden tüketen tek canlıdır. Süt vermez, yumurtlamaz, sabanı çekemeyecek kadar güçsüz, tavşanı yakalayamayacak kadar yavaştır. Yine de tüm hayvanların efendisi odur. Görev dağılımını yapar, her birimizi karın tokluğuna çalıştırır. Kalan tüm ürünü kendine ayırır. Toprağı kim sürüyor? Biz! T..
Eşi ile mutlu bir hayatı olan, genç yaşlarındaki bie ev hanımının, kazadan sonra yaşadığı draması ve yaşam savaşı ile başlayan hikayesi, iradesi dışında gelişerek büyük bir mecaraya dönüşür.Eşini ve bebeğini kaybettikten sonra sakin bir hayat yaşarken ne yazık ki kötülükler bir türlü peşini bırakmay..
Kafka, Euard Raban ın nişanlısı Betty nin kaldığı yere gidişinde başından geçenleri kendine özgü betimlemelerle anlattığı bu kitabının bir bölümünde, Otobüs otelin önünde durduğunda yağmurun sesi daha fazla duyuluyordu ve muhtemelen bir pencere açık olduğu için oteldeki misafirlerin sesleri de geliy..
MahoHerkeste bir koşuşturmaca,Herkeste bir telaş,Süslü vitrinler caddeler....Dolaş ta dolaş.Duydun mu zengin olmuş bizim iboş?Nasıl olmuş anlat anlat Siboş.Almış, vermiş, çalmış, çırpmışİşini bilmiş...Eski yaşantısını bir çırpıda silmiş.- Nasıl düşünemedi, benim Maho bu yolu...- Gidince anlatayım on..
Canan bahçe kapısının geniş aralığından fötr şapkalı bir adamın, üzgün ve düşünceli baktığını gördü. Göz göze gelip bakıştılar. Vahis arkasını döndü, ağır adımlarla yürümeye başladı. Canan bahçe kapısına doğru çıplak ayaklarıyla çimlere basarak hızlıca yürüdü, demir kapıya suratını yasladı, içinden ..
Ben Mina. Günümüz Türkiyesi’nin iddialı ama sıradan kadınlarından biriyim.Plazada çalışan, rezidansta oturan, hayalleri olan ama ayakları yere basan, topluma duyarlı bir insanım.Hayatı yaşamayı, gezmeyi, eğlenmeyi, dolaşmayı, keşfet-meyi, mekanlara takılmayı severim.Bu kitapta olduğu gibi mekanları,..
Hatırladığım olaylar gelip gidiyordu. Her şey bir sis perdesinin altına gizlenmişti. Bazı şeyleri anımsayamıyordum artık… Rüyaydım sanki… Sisli bir havada bir hayli kürek çekildikten sonra açıkta bizi bekleyen küçük buharlı tekneye kapağı atabildik. Biz ne yaptık ve niçin bu gemideydim. Başımdan ald..
Bambaşka ülkelere gidiyorsunuz; yemekleri farklı, kıyafetleri farklı, fikirleri farklı, kültürleri farklı…Yabancı beldeleri keşfederken kendinizi inşa ediyorsunuz aslında. Seyahatte kendinizi daha iyi tanıyor, karşılaştığınız değerleri bir bir kültür hazinenize kaydediyorsunuz. Yolculuğunuzun başınd..
Sende bana yasak kılınan herşeyini sevdim.Mübah olan ne varsa, gizli olan ne varsa, verçek payı ne kadar gizli olsada sevdim...Salkım saçak şiirlerimden dökülen, sevgi gibi görünen ne kadar acı varsa sevdim... Çok şeyler anlattım, nice umutlar besledim. Rüzgarların getirdiği kokunla yetinip sevdim. ..
Sabret! Çünkü Allah, iyilik edenlerin mükafatını zayi etmez.- Hud Suresi 115. Ayet.Doğmak, yola çıkmak; yaşamak dediğimiz şey ise yol almaktır. Yolculuk esnasında duraklar, molalar var. Yoldaysanız, indi bindiler göreceksiniz. Yolu keyifli hale getirenler, yola anlam katanlar olacak. Elden tutanlar ..