Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecekİki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlarBöylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlarZaten bizi her gün sabahtan akşama kurşuna diziyorlarBütün kara parçalarındaAfrika dahilÜvercinka, Türkiye’de modern şiirin ifadesine yeni bir soluk getirecek olan..
hızla dolan kum saati gibiakıp gitmekte her şey dönüp durmaktadaha yakalayamadantutamadan elimde***Hayatın hızla akışı içinde hep bir yerlere yetişmek, bir şeyleri yakalamak için koşarken arada bir durup nefes almaya ihtiyaç duyarız. Şiir, işte o anlarda bizim soluklanma alanımızdır. Orada nefes alı..
Bir evladın babasının ölümünden sonra babasına atfen bir şiir kitabı yazması şiirin tacı, acının vicdanıdır.Bir baba ölümü nasıl kanar insanda? Mısra mısra koparak ve sonrasında alev alev yanarak…Rukiye Nazarlouy, inim inim destanlar söylemeyi başararak, baba kaybından bir şaheser çıkarmıştır.Ali Uğ..
Kelimeler, bir kördügüm gibi baglaniyor sah damariniza.Elinizi kalemden ayiramiyorsunuz. Gözleriniz uzakta, elleriniz kalemde. Dert, aciyi salmiyor ki! Aciya sariliyor, ama aciyi da umuda çevirmek istiyor hep.Bir yanimiz mahzun, bir yanimiz küçük bir çocugun çaresizce uzanan elleri…Bir yanimiz mahkû..
NeyleyimSevgilerle geçti bütün bir ömür,Kimi ben sevildim, kimi sevdim ben.Gönlüm, daldan dala, bir kuş gibi hür,Durmadan baharı, yazı sevdim ben.Çiçekler içinde gülü, çiğdemi,Yemişler içinde narı, bademi,Güzellerle geçen her gün, her demi,Sohbeti, meclisi, sazı sevdim ben.Kelebeği gördüm, uçtum gün..
Aşk Ölümcül Bir HülyadırÇağın dehası Biruni, ilmin ancak aşkla elde edilebileceğini söyler. Hayatını sürgünde tamamlamış olan Descartes de aynı görüştedir. İbni Arabi ise, kainatın bile aşkla yaratıldığını söylemektedir.Nedir Aşk? Fuzuli'nin deyişiyle, alemde var olan her şey mi? Yoksa Genç'in, bütü..
Orhan Şaik Gökyay, şiirlerinde en çok vatan, tabiat, kahramanlık, yalnızlık konularını ele almıştır. Fakat onu meşhur eden şiiri ise şüphesiz dillere pelesenk olmuş olan Bu Vatan Kimin adlı şiiridir. 1937 yılında şair Bursa’da iken evinin yakınlarında bulunan resmî bir dairenin direğinde şaire mahzu..
Bir kilise tadı taşıyor Dolmabahçe camiinin pencereleriUzaktan bakmak şartıyla ve aydınlık oluşunu saymazsak;Ve denizin gişesinde oturan kısa boylu saat kulesiYakasının içine kaydırmış hafifçe basınç-ölçeriniBeni Öp Sonra Doğur Beni, kanla yıkanmış kelimelerden sevda sözlerine, kimsenin dokunamayaca..
Tanrılar arasında insan yalnızlığı mıİnsanlar arasında insan yalnızlığı mı?Korkusu küçük düşürüyor hayatımızı.Ne diyordu ince şeylerin annesiÖtekini oku, derinde dipte duranı.Kilisenin bahçesinde mumdan bir haritaBütün göç yollarının iki ucuna tutunmuş Geride kalmanın cezasıyım diyor-Biliyor musun, ..
İçimizdeki boşluğa tutunarak umut etmeye çalışıyoruz:Bizim rüyalarımız olmadan dünya güzel olamaz Bizim şarkılarımız olmadan insan sevmeyi bilemezBizim merhametimiz olmadan tanrı kimseyi bağışlayamazBizim dudaklarımız gülmeden çocuklarımız çiçek açamaz.Ürün Adı: İnsan Bir Eksik Sözdür..
Buradan dağlara bakarım. Gün, eteklerini toplayıp giderken bir küçük anne gelir. Yatağındaki boşluğa bakar. Tülbentlerini açar, katlar. Kırlentleri düzeltir. Kitapları toplar. Çocukları sorar. Gözyaşımı kurular. “Göğsümdeki çiçeklerin dili yok, unutma.” Evine gülümser. Alın çizgilerimi düzeltir. Son..
Zehir dolu kadehten ben bir kere içince;Dağlarda kar eriyip, yine çiçek açınca;Bana bir haller olur senin adın geçince,Hecelerim süslenir, şiir seni anlatır.Ürün Adı: Seni Anlatır..
Süleyman Çobanoğlu bu kitapta da yer alan şiiri “Lamba”yı 1990’da Dergâh dergisinde yayınladığı zaman, getirdiği ses ve yenilikle, ısrarla sürdürdüğü şiirsel tutumla dikkatleri çekti. 1995’te ilk baskısı yapılan Şiirler Çağla, beraberinde çağdaş Türk Şiiri’nin son büyük tartışmasını da getirdi. Henü..
“Keşke insan hiç büyümeseydi. Keşke her şeyibilmeseydi. Oyuncaklarını kırmasaydı. Çocukluğunuhiç unutmasaydı. Sevgisini bütün yaşlarında aynıiçtenlikle söylemeyi sürdürseydi. Ne yazık ki doğa,hayvanlara bağışladığı o masumiyeti insanlardanesirgemiş. Ya da insan, doğasına ihanet etmiş.(…)Sonra kendi ..
Bu kitap, bizim sagu, mersiye, ağıt geleneğimize, göç edeni de burada tutan, yaşatan yepyeni bir özellik getiriyor. Üç kadim kavram, yaşamın üç büyük izleği, aşk, yalnızlık ve ölüm, şiirden şiire iç içe geçerek birbirinin kapısını çalıyor. Sonra üçü birlikte gelip hepimizin hayatına doluyor. Yaşıyor..
Lokman şair senin hayatınYedi kırlangıcın hayatı kadarAltısını ardı ardına yaşadınBir kırlangıcın daha var.İkinci Yeni’nin öncüsü olan Cemal Süreya’nın kafeslere kapatılamayan son kırlangıcı hâlâ aramızda dolaşıyor. Bir Kırlangıcın Daha Var, şairle “uzun yıllar geçirmiş bir insan ve oğlunun annesi” ..
SEBEBİ SENHer sesini duyduğumda,Bir mısra fısıldadım.Her selamında,Bir kıta okudum.Her gözlerine baktığımda,Bir şiir yazdım.Ürün Adı: Ben Hep Geceleri Sevdim..
Hüseyin Ferhad, 1954’te Hassa’da doğdu. İlk ve ortaokulu Hassa’da okudu. 1972’de Mersin İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Urfa’da iki yıl sınıf öğretmenliği yaptı. 1979’da Gazi Eğitim Enstitüsü Matema¬tik Bölümü’nü bitirdi. Film-Radyo-Televizyon ile Eğitim Merkezi’nde radyo program yazarı ve yöneti..
Özgün şiirleriyle çağdaş şiirimize yön veren 1923 doğumlu Özdemir Asaf’ın 100. doğum yıldönümü için hazırlanan ve seçme şiirlerini içeren “Ben Pırıl Pırıl Bir Gemiydim Eskiden” kitabını Eren Caner Polat resimledi.“Bir ışık düşerse üstüne basma.Daha yakınlaşır, korkarsın.Bir leke, silmeye - gör,Leke ..