Eserleri 176 dilde tercüme edilen Cengiz Aytmatov, hiç şüphe yok ki dünya edebiyatında en fazla tanınan Türk yazarıdır. Yazdığı her eseri büyük bir zevkle okunan Aytmatov, bir arada sunduğumuz bu iki hikâyesinde güçlü bir sembolizm kullanmıştır. Kızıl Elma, Aytmatov’un ilk dönem eserlerindedir ve o,..
Burun, Rus gerçekçiliğinin öncüsü Gogol’ün monarşinin hüküm sürdüğü çarlık döneminde kaleme aldığı Petersburg Öyküleri derlemesi içinde yer alan öykülerden biri. Ait olduğu yüzü terk eden bir burnun ve o burnun sahibi devlet memurunun gerçeküstü hikâyesini anlatıyormuş gibi gözükse de, dönemin Rusya..
18. yüzyıl Alman edebiyatının önde gelen isimlerinden Friedrich Schiller dramlarıyla Alman tiyatrosunun standart repertuvarında yer alır. Aynı zamanda bir öykücü de olduğu pek bilinmez.Schiller, dramlarında olduğu gibi öykülerinde de sahicilik arayışına girer ve karakterlerinin psikolojik gelişimine..
Çoğumuz çocukluğa dair tek bir anıya sarılırız bazen. Bir gün, bir kişi, bir olay… Bütün çocukluğumuzu onun çevresinde öreriz. Hani çocukken bir yerimiz yara olduğunda tentürdiyot sürerlerdi üstüne, sonra da yanmasın diye üflerlerdi. Hayatımız boyunca birileri yaralarımıza iyi gelecek bir şeyler sür..
Bir öykü kitabına, dünyanın en eski metropolünün kaç rengi, kaç semti, kaç devri, kaçduygusu sığabilir?Güvercin ve martıları, sokak satıcılarını, günbatımını, başka diyarlardan göçüp gelmişinsanları bir şehre ait yapan nedir? Bir kentin insanları, hayvanları, suları, evleri yanyana yaşadıkça birbiri..
Cengiz Aytmatov, üç güçlü öyküyle insanın dünyaya, kendisine ve diğerlerine karşı sürdürdüğü o büyük savaşı farklı perspektiflerden ustaca resmediyor.Aytmatov en ünlü öykülerinden biri olan Yıldırım Sesli Manasçı’da okuruna Kırgız tarihinden çarpıcı bir kesit sunar. Oyratların saldırısına uğrayan Kı..
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek, Cengiz Aytmatov’un mitoloji ile gündelik hayatı bir araya getirdiği ve insanlığın en büyük erdemlerinden olan metanet ve fedakarlığın trajik hayatlarımızda ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu eşsiz bir üslupla anlattığı hikayesidir. Okuyucuyu hüzünlendiren ve tes..
Cengiz Aytmatov’un Yüzyüze isimli hikâyesi, bir Kırgız köyündeki erkeklerin askere alınması neticesinde hayatlarını tek başlarına idame etme mecburiyetinde olan kadınları, onların çektiği çileleri anlatır. Bu kadınlardan hele bir tanesi vardır ki o, cesaret ve fedakarlık timsali olarak karşımıza çık..
Dönüşüm (72 Sayfa)- Taşrada Düğün Hazırlıkları (40 Sayfa)- Bir Köpeğin Araştırmaları (64 Sayfa)- Bir Savaşın Tasviri (72 Sayfa)- Ateşçi (48 Sayfa)- Bir Köy Hekimi (48 Sayfa)- Aforizmalar (114 Sayfa)- Bir Açlık Sanatçısı (62 Sayfa)- Ceza Sömürgesi (42 Sayfa)- Babaya Mektup (88 Sayfa)Ürün Adı: Franz K..
Artık yana devrilmekte olan güneşin ışıkları, suya yansıyan bizi eğri büğrü gösteriyor. Bir an korkuyorum. Buraya ilk geldiğimdeki o çingene çocuğu gibi değil de, şimdiki gibi temiz, başka giysiler içinde ve arkamdaki kadınla beraber olduğumu kabullenene kadar bekliyorum. Tası suya daldırıp dudaklar..
Cengiz Aytmatov’dan insanın yeryüzü mücadelesi, kendisi ve dünya ile yüzleşmesi üzerine çarpıcı iki öykü.Anarhay bozkırının çorak topraklarında doğaya ve insan ruhunun kötücül yanına karşı verilen çetin bir mücadeleyi konu edinen Deve Gözü, sabır ve dirayetin “zor” olanı “kolay” kılışını anlatır. He..
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek, Cengiz Aytmatov’un mitoloji ile gündelik hayatı bir araya getirdiği ve insanlığın en büyük erdemlerinden olan metanet ve fedakarlığın trajik hayatlarımızda ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu eşsiz bir üslupla anlattığı hikayesidir. Okuyucuyu hüzünlendiren ve tes..
Bu Kitapta Bir Başarı Hikâyesinden Çok Daha Fazlasını Bulacaksınız…Denersem yapabilirim, düşüncesiyle yola çıktığımda henüz 14 yaşındaydım. Yaşadığımız bölgedeki kıtlık artık dayanılmaz olmuştu ve etrafımdaki insanlar teker teker ölüyordu. Buna bir son vermeli, en azından denemeliydim. Çevremdeki in..
Çoğumuz çocukluğa dair tek bir anıya sarılırız bazen. Bir gün, bir kişi, bir olay… Bütün çocukluğumuzu onun çevresinde öreriz. Hani çocukken bir yerimiz yara olduğunda tentürdiyot sürerlerdi üstüne, sonra da yanmasın diye üflerlerdi. Hayatımız boyunca birileri yaralarımıza iyi gelecek bir şeyler sür..
Bir masa, diğerlerinden farksız; loş ışıklar altında gizlisiz saklısız. Bir erkek kadınsız, bir kadın erkeksiz; bir masa…Bir mekân burası herkesin herkesi dışarıda bıraktığı, kimsesizliğin sohbete kavuşturulduğu. Kahkahanın tasaya çerez, müziğin efkâra meze olduğu bir mekân.Bir âlem burası. Geceleri..