Kitap Tanıtım YazısıÖmer Faruk bu “yüksek ateş”li denemesinde Türkçe değil Baltaca düşünmeyi deniyor. İçinde yaşadığımız “bir araya gelişlerin” tümünün “kan”a ve “kriz”e kayıtlı olduğunu belirterek bu söylemin dışarısına çıkmak için sakınımsız ama özenilmiş bir hamle yapıyor.Öncelikle insanlık tarih..
Bu kitapta bilimin ışığı; antik çağ düşünürlerinden Fransız İhtilali’ne, evrim kuramından C-47 uçaklarına, YÖK’ten Anadolu-Avrupa ilişkilerine kadar hayatı neredeyse bütünüyle kapsayan bir alana; III. Selim’den Mustafa Kemal’e, Hasan Âli Yücel’den Ömer Hayyam’a, II. Mahmut’tan Cahit Arf’a, Kropotkin..
Gazete yazilarini kitaplastirmanin sakincalarini biliyorum. Fakat ben bu yazilari sadece gazete için yazmadim. Okundugunda görülecektir ki, gündemde olanlar degil, gündemimizde olmasi gerekenler anlatiliyor.(Tanitim Bülteninden)Ürün Adı: Öbür DivanÜrün Kodu: 9789759964528Yazar: İbrahim TenekeciBasım..
Dünyada gezinmeye, kaybolmaya ve bilinmeyenin kullanım alanlarına dair ilham verici bir keşif seferi. Bir dizi otobiyografik deneme yazısı olarak kaleme alınan Kaybolma Kılavuzu, Rebecca Solnit’in hayatındaki sembolik anlar ve ilişkilerden yola çıkarak belirsizlik, güven, kayıp, hafıza ve mekân gibi..
Söylediklerim kadarini biliyorsun.Bir de hissettirdiklerini bilsen...”“Hayatimin en kötü döneminde içimden bir ses internette yazmami söyledi. Belki yalniz olmadigimi görmek istiyordum, belki de baskalarina, ‘Bak Arda da benim yasadiklarimi yasiyor,’ dedirtmek için istiyordum yazmayi.”Içindeki sese ..
Yazarin Sehir Mektuplari basligi altinda yazdigi denemeler "Istanbul" odaginda toplandi ve bunlardan bir kismi ayni adla kitaplasti (1995). Akasya ve Mandolin bu çerçevede vücut bulan yazilarda sosyal ve kültürel hayatimizin degisen çehresini ele aliyor. Ürün Adı: Akasya ve Mandolin..
“Eskiden romanlarin sonuna ‘Bitti’, ‘Son’ gibi notlar düsülürdü. Bu, daha çok, olay aktaran, serüven aktaran romanlar için geçerli. Okur da buna alismis, romanin sonunda ‘Bitti’yi göremeyince son sayfalarin kopup yittigi duygusuna kapilirmis. Hayat gibi romanin da biten degil, süren bir sey oldugunu..
Umberto Eco’nun ahbabi, çok cins, çok zeki Fransiz denemeci Pierre Bayard, hepimizin merak ettigi soruya yanit veriyor: Okumadigimiz Kitaplar Hakkinda Nasil Konusuruz?Parisli Fransiz edebiyati profesörü, yetenekli bir sarlatan, bir edebiyat martavalcisi ve profesyonel bir “okumaz.” “Akademik düzeyde..
Bu kitapta yer alan yazilar tasrali bir hikayecinin yasadigi sehri (Istanbul) tanima yolundaki gayretlerinin mahsulüdür. On yil boyunca Istanbul'u dolastim, bu gezi izlenimlerini Zaman gazetesinde "Bir Demet Istanbul" basligi altinda yayimladim. Sehir Mektuplari, bu tutkulu serüvenin bir sonraki asa..
Tülin Ural, Sofranın Sergüzeşti’nde yer alan denemelerde, en tabii ve evrensel ihtiyacımız olan yemek yemenin, esasında tabiattan uzaklaşma anlamına da gelen uygarlık ve kültürün eliyle nasıl dönüştüğünü örnekler üzerinden anlatıyor. Yeryüzündeki varlığımıza mutfaktan ve sofradan başlayarak bakarken..
Ali Ayçil’in yeni kitabı Usta Konuşmak İstiyor çıktı. Ayçil’in, şiir ve hikâyeden beslenen kendine özgü deneme dili var. Usta Konuşmak İstiyor, şiddetsiz bir sarsıntı kitabı.“Sayfalar arasında at yarışçısı Abdullah, asabi ressam Strauch, Yayla Vaizi, hükümdar Behram, Pedro Paramo gibi adamlarla da t..
Devam Ağacı, Murathan Mungan’ın çeşitli tarihlerde farklı mekânlarda yaptığı dokuz konuşmanın metinlerini bir araya getiriyor. Mungan’ın genel olarak hayatta ve sanatta kendine dert edindiği meselelere, temel ölçütlerine, yazı dünyasının temalarına ilişkin aydınlatıcı ipuçları taşıyan, sosyolojik bi..
“Bu şehrin tüm halkı zengin bezirgânlardır. Ve gayet garip dostu ve mahbûb dostlardır. Nimetleri zengin, fakir ve misafirlere boldur…Bütün halkı neşe ve zevk ehli, gezmeyi seven insanlardır. Ve yüzlerinin rengi kırmızıya çalar, fizikleri sağlam, sefa düşkünü ve ehlikeyif insanlardır… dükkanların içe..
“Üzerlerinde bir sevgisizlik kabuğu taşıyan orta zekâlılar, toplumdaki saygın yerlerini koruyabilir, insanların yaşamları hakkında kararlar verebilir, hepimizi yönetebilir…” Kimi şiir dizeleri, besteleri ile Türkiye toplumunun söz dağarcığına kalıcı izler bırakmayı başaran usta edebiyatçı Zülfü Liva..
Çocuklarıyla ilişkileri hasarlı babaların, “iyi” bir anne olmak için didinirken annesine dönüşmekten korkanların, hiç beklenmedik bir anda öğrencisinin hayatını değiştiren öğretmenlerin, aşkı çok geç bulanların, bir türlü bulamayanların, aldatılanların, aldatanların, “öteki”lerin, “makbul olmayan”la..
Çocuklarıyla ilişkileri hasarlı babaların, “iyi” bir anne olmak için didinirken annesine dönüşmekten korkanların, hiç beklenmedik bir anda öğrencisinin hayatını değiştiren öğretmenlerin, aşkı çok geç bulanların, bir türlü bulamayanların, aldatılanların, aldatanların, “öteki”lerin, “makbul olmayan”la..
“Ne zaman verdim bu ismi hatırlamıyorum. Palyaço’nun Günlüğü. Tahminen kırk beş yıldır yazıyorum. Küçük küçük notlar. Bazen tek satır, bazen sayfalarca. Dağınık zaman dilimlerinden dağınık cümleler. Bir gün hepsine birden isim koymak telaşı kaplamış içimi. Hani çocuk doğduktan sonra hemen ismini koy..
“Ne zaman verdim bu ismi hatırlamıyorum. Palyaço’nun Günlüğü. Tahminen kırk beş yıldır yazıyorum. Küçük küçük notlar. Bazen tek satır, bazen sayfalarca. Dağınık zaman dilimlerinden dağınık cümleler. Bir gün hepsine birden isim koymak telaşı kaplamış içimi. Hani çocuk doğduktan sonra hemen ismini koy..