Bir... iki... üç...Ebe olmamalıydım! Karanlıktan korkarım. Şimdi köşe bucak saklanacaklar.Yedi... sekiz... dokuz...Ölünce bizi karanlığa mı koyacaklar?On üç... on dört... on beş...Annemsiz hele de babamsız ne yaparım ben bir başıma orada?Yirmi bir... yirmi iki... yirmi üç...Toplamda on yedi kısa öyk..
Bir sabah amber sarısı bir güneş çıktı. Lojmanın arkasındaki çayırlar iki boybirden büyümüştü. Jandarmalar sevindi, gazinodan şen türküler duyuldu. İsteksizceçantamı hazırladım.Annem yakamı ilikledi. Ben okula yollanırken operatörlermakineleri çalıştırdı. Gök birden simsiyah oldu.Abdullah Kasay, Mut..
Örgüsü beline kadar inen, koyu altun sarisi saçlar... Açik kumral, parlak örneksiz bir renk tonu... Gözleri de saçlarina denk.. Açik bir alin, vezinli bir burun, kendinden kipkirmizi, hafifçe kalin, kaçak bir istihza büklümüyle kavisli dudaklar... Çiplak ayak bileklerinde soylu çizgilerin en incesi...
Bir deniz biyoloğu olan annesi bir gün hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolunca on iki yaşındaki Kara için zor günler başlar. Bir yandan annesinin yokluğunu kabullenmeye çalışırken bir yandan da okuma güçlüğü çektiği için onunla alay eden zorba öğrencilerle uğraşmak zorunda olan Kara kendini sadece t..
Kökü kesik bir ağaç gibi ayakta kuruyan ve buna rağmen yaşadığını zanneden milletlerin uyuşuk ruhlarını en ziyade kadınların istikbale kol bağlayıp bekleyişinde aramalı. İzmirli yazar Rebia Arif’in kitaplaşan tek romanı Kadın Tipleri (1935), Cumhuriyet’in ilk zamanlarında İstanbul’da işe başlayıp İz..
Görmüş geçirmiş, uzun süre hüküm sürmüş ve yaşı da kemale ermiş bir padişah, yerine geçecek bir erkek evlat sahibi olmak için yanıp tutuşmakta, dualar etmekte, içten içe kederlenmektedir. Onun yakarışları Pervâne adlı bir oğula kavuşmasıyla karşılık bulur. İlerleyen yıllarda büyüyüp serpilen delikan..
Elli yaşımda, tam da kemiklerimin güçten düşmesinin gerektiği sırada fiziksel açıdan güçlendim. Enerjim vardı çünkü enerjik olmaktan başka şansım yoktu. Çocuklarıma bakabilmek için yazmak zorundaydım ve bütün ağır işler bana kalıyordu. Özgürlük hiçbir zaman bedelsiz değildir.Yaşamanın Bedeli, Debora..
Halid Ziya’ya kadar, romanci muhayyilesiyle dogmus tek muharririmiz yoktur. Hepsi roman veya hikâye yazmaya hevesli insanlardir.Ahmet Hamdi Tanpinar Tereddütsüz söyleyecegim ki yazdiklarimin hiçbirisini yazmamis olmak ihtimalini o kadar büyük bir hüzün duymayarak düsünebiliyorum. Fakat Mai ve Siyah ..
Feminist edebiyatın en önemli erken dönem temsilcilerinden Charlotte Perkins Gilman, Dağı Yerinden Oynatmak adlı eserinin ardından yeni bir ütopya kuruyor: Kadınlar Ülkesi. Maceraya ve bilime düşkün ancak kişilikleri birbirinden tamamen farklı üç Amerikalı erkek sadece kadınların yaşadığı bir ülke k..
“Asya –asıl adı Anna’ydı ama Gagin ona Asya diyordu, müsaadenizle ben de öyle diyeceğim– eve girdi ve çok geçmeden ev sahibesiyle birlikte geri döndüler.” Turgenyev’in 1858’de kaleme aldığı Asya, Almanya’da karşılaşan iki Rus gencin birbirine âşık olmasıyla başlar: Bay N.N ve Asya. On yedi yaşındaki..
“Şimdi kalkacak ve niçin, ne uğruna yaşadığımızı soracaksınız. Rusya bir zamanlar edebiyatı ve sanatıyla ünlüydü. Ancak malum, bunların hepsi de çok gerilerde kaldı, kayboldu gitti. Edebiyat, sanat ve bilim Bolşevikler marifetiyle tarumar edildi ve öylece, bitirilmiş vaziyette duruyorlar.” Pyotr Dem..
“Sounder’ın sesine paha bic¸ilemezdi. Bu ses, bu¨yu¨k go¨g?u¨s kafesinden ve genis¸ c¸enesinden âdeta bir mag?aranın ic¸inden yankılanıp geliyormus¸c¸asına c¸ıkıyordu; daha dıs¸arıya ulas¸madan yarı yankıya do¨nu¨s¸u¨yordu. Avını ag?aca kac¸mak zorunda bırakan Sounder’ın geceyi dolduran ani havlamas..
Duran Emre Kanacı, incelikli bir dil işçiliğiyle kurduğu ilk kitabı Yapı ve Yasa’dan sonra bu kez bir romanla, Büyük Deniz Köpürüyor’la selamlıyor okuru. Akdeniz – suları tarih boyunca kıymetli, kıyıları zengin ve bir o kadar da kanlı; içine sayısız kadim hikâyenin salındığı Büyük Deniz. Kanacı, gün..
çıplak değilmişim gibi yapmayacağımbu çıplaklığı ben tırnaklarımla kazıyarakdişlerimi sökenlere minnet etmeden kazandımişte bu dünyanın küfretme biçimidiryani zaten senin olanı kazanmanı dayatmakÜrün Adı: Faş..
“Hepimizin işleri ters gidiyor ve üzgünüz. Bazı şeylere sahibiz ama hep bir şeyler eksik... Bir de herkes yalnız.” II. Dünya Savaşı öncesi Japonya’sındaki ilk kadın yazarlardan, Tanizaki ve Kavabata gibi isimlerden etkilenen Kanoko Okamoto eserlerinde dönemin sosyal yaşamını ve saplantılı ilişkileri..
Semrin Şahin’in dördüncü öykü toplamı: Küller.Büyüleyici bahçeler, bombaların tehdit ettiği kümesler, sonu daima karanlığa çıkan yollar, şiddetin cisimleştiği avlular, göz avcısı çekirgelerin istilasına uğrayan şehirler, tekinsiz kafesler, acıların şahidi bataklıklar... Şahin, geniş bir mekân çeşitl..
“Bundan sonra aradaki buzu çözmeye, bu insanların birbirlerine karşı duydukları müthiş yabancılığı gidermeye imkân yoktu. İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rasgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcud..
“Kuzeye yapacağım bu yolculuk ansızın belirmişti zihnimde. Bu uzun yolculuk elbette kolay olmayacaktı, saçlarımı bile kırlaştıracak bir zorluğu ve zahmeti göze almıştım. Öyle bile olsa, şimdiye kadar hep duyduğum fakat hiç gitmediğim yerleri ziyaret edip sağ salim geri dönebilmek, bir şair olarak be..
“Bu gece ben gider gitmez verandada oturup beklemelisin. Seni çağıracaklardır. Ama ne olursa olsun cevap verme ve hareket etme. Hiçbir şey söyleme, kıpırdamadan otur… Kıpırdanır ya da en ufak bir ses çıkarırsan seni parçalara bölerler.” Yunanistan’da doğan ve daha sonra Japonya’ya yerleşip bir samur..