Şah damarından daha yakın! Hadi! Uzat avuçlarını duaya, hazır ol! Yüce Rabbinin adıyla; Rahman ve Rahim ol!Zaman yok, geliyor Zûlkarneyn coşkusu... İmanını al, öyle gel! İlk soluktan, soncasına gel! Üç kitaptan gel, Hakk kitaptan gel! Yüreğine koy, öyle gel! Hadi hazır ol tüm zamanlar içinde, kuşan ..
Şairin bir vatansever olarak portresi yahut Vatan Hüma Kuşudur!“ Vatan, Ramazan’da pide kuyruğuna girdiğimiz mahallemizdir.Vatan, gece yarılarında tokmağıyla gafleti ve karanlığı döven Türkdavulunun çalındığı sokağımızdır.Dedemizin mezarının yeri, dünya evine girdiğimiz oda,çocuğumuzun oynadığı bahç..
Bu kitap, Şaban Abak'ın çağımızın büyük düşünürü ve şairi Sezai Karakoç'u okuma ve anlama sürecinin ürünü deneme, makale ve şiir şerhi türündeki yazılarından oluşmaktadır. Karakoç'un eserine vâkıf olanlar için yeni bakışlar; yeni yorumlar içeren bu yazılar, henüz okumaya başlayacak genç okurlar için..
“Dönüp elli yıla varan zamana bakıyorum. İçimde göllenen güzel acılara, ıslık çalan sokaklara, saçlarını duvarlarda tarayan arkadaşlarıma. Derinlerde bir çocuk sessizce fısıldıyor: İyi ki şiir yazmışsın. İyi ki yazmışım diyorum ben de. İyi ki kalbim, dünyanın bütün mazlumlarının kederiyle ve sevinci..
Yazmak; belki de âlem denilen bu uçsuz bucaksız meydanda, zaman denilen bu başsız ayaksız devranda bir var bir yok hükmünde, bir yanıp bir sönme rüknünde olan insanoğlunun bu menzile bir zerre mesabesinde de olsa bir nişan koyma emeli. Belki de Hak ile batılın, fani ile bakinin bir arada dal budak s..
Hemen hemen herkesin evinde fiziksel şikâyetlerini gidermek için bir ecza dolabı ve içinde de çeşit çeşit ağrı kesiciler, yara bantları, bandajlar veya şifalı merhemler vardır. Peki ya şikâyetleriniz fiziksel değil de ruhsal nitelikteyse? Manipülasyon, korku ve blokajlar kişisel gelişiminizi yavaşla..
Hangimiz sevmedik kiHepimizin içinde kabuk bağlamış ama bazen ince ince kan sızdıran bir yara yok mu?Unutulmayan, hatırlandığında yüzünde acı bir tebessüm oluşturan eski bir hatıramız yok mu?Çoluk çocuk, torun torba sahibi olsak bile ezkaza bir yerde karşılaşsak, göz göze gelsek, sol tarafımızdaki k..
Palavracılar, dolandırıcılar, zamparalar, âlemciler, mirasyedilerMahmut Yesari, kıvrak kalemiyle İstanbul’un bu antika tipleri arasında geziniyor. Her birini ince ince allayıp pullayarak tanıtıyor ve 20. yüzyıl başı İstanbul’unun şehir hayatına dair keyifli bir okuma sunuyor. Bugüne kadar gazete say..
Sen, kendine verebileceğin en dürüst cevapsın.Başaramadığınız bir konuda kendinizi “Başarabilirdim.” diye avutamazsınız. Başarmak istediğiniz hiçbir şeyi de bedel ödemeden başaramazsınız. Hesap yapılan yerde muhtemelen her zaman hesaplanmayan bir şey vardır. Yalan diye bir gerçek varsa imtihanın old..
A. Ali Ural gazete haberlerini edebiyat prizmasindan geçirerek Makyaj Yapan Ölüler'i kaleme aldi. Insana verdigi önemi, seçtigi haberlerle açiga çikaran yazar, gerilim ve merak unsuruyla ördügü metinlerinde kullandigi titiz ve özgün üslupla dikkat çekiyor. "Ey kutsal agri! Saklandigin yerden çik!" c..
Gerçeklerden hiçbir zaman sakınma. Yalanlar başka. Yalanların en büyük sorunlarından biri; her zaman, her yerde, yeniden bir yalana mahkûm olmasıdır. Hayatınızı, nasip ve nimetlerinizi imkânsızlıklar içinde aramayın. Nimetler ve saadetiniz, gücünüze muhtaçtır, olan biten ne varsa, fırsatlarınıza dön..
Kitapsız, çiçeksiz, hayvansız, vicdansız, doğrusuz insandan uzak dur.Umudu öldürüp, nefreti toprağa dikmek isteyenlerden uzak dur.Hayatı sadece ideoloji ve düşünce olarak görenden uzak dur.Mutlu olmanı, sorgulamanı, düşünebilmeni kendilerine yapılmış bir tehdit olarak görenlerden uzak dur.Kendilerin..
Neden yazilir? Dünya acili oldugu için yazilir. Duygular tastigi için yazilir. Insanin kendi zavalliligindan siyrilmasi çok güç bir islemdir. Ama insan bir kez bu zavalliliktan siyrilmayagörsün, o zaman yasami kendi egemenligi altina alabilir. Iste böylesi bir egemenligi bir iki kisiye daha anlatmak..
“Türküler, milletimizi ve o millete mensubiyetimiz oranındakendimizi tanımanın bir kaynağıdır. Biliyoruz ki kendinitanımazlık, tanrıtanımazlıkla kapı komşusudur......Türküler bizi anlatıyor olmaktan çıkmamıştır, bizkendimizi dosdoğru anlayıp tanımaktan uzaklaştığımız içintürküleri de başka hazineler..
“Kitabın, göz açıcı eleştirinin, kılavuzluğu makbul takdirin, okuma, öğrenme ve paylaşma sevgisinin yer aldığı yirmi yazı var bu kitapta. Bazısı epeyce ağırbaşlı, bazısı fazlasıyla muzip. Kimisinde hatıra, kimisinde sohbet edası baskın. Tarihin farklı burçlarından selam çakanlar da var, güncelin paz..
Büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy, edebiyatımızın usta kalemi Mustafa Özçelik’in anlatımıyla, Muhit Kitap’ta…Akif’i okumadan sadece dünü değil, bugünü de tam manasıyla anlayamayız.Bir Hisli Yürek: Mehmet Akif Ersoy, şairin sanatıyla beraber mücadelesi ve şahsiyetini de gözler önüne seriyor.İstiklâlim..
Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte, yeni bir imtihanlar silsilesiyle daha karşı karşıya kaldık.Vakit israfından yanlış içerikli paylaşımlara, gereksiz kavgalardan gıybet ve dedikoduya kadar, teknoloji geniş ve sınırsız bir günah alanı sunuyor hepimize.Bütün bu tuzaklara düşmemenin yolu ise,..
Her şehrin bir sesi-tınısı, kokusu, tadı, ruhu ve mimarisi vardır duyularımıza hitap eden. Şehirlerin gönül kapıları vardır girmesini bilene. Şehrin pencereleri vardır seyretmek isteyene. Kadim şehirlerin sesi, insanın sesidir. Şehir gönül kapısından girenlere kendini anlatır. Penceresinden bakanlar..
Geçmiş yüzyıllarda, örneğin resimde natüralizm anlayışının egemen olduğu çağda, ‘gerçek resim’, doğayı olduğu gibi, hiç değiştirmeden aktarmak olarak anlaşılıyordu. Yani bir ağaç resmi yaptığınız zaman, izleyici, resimden yola çıkarak doğadaki o ağacı gidip hemen binlerce ağacın arasından bulabilmel..