Masallar, toplumların belleklerinden sözlü olarak intikal eden edebi eserlerdir. Yüzyıllar boyunca değişik coğrafyalarda insan malzemesinin dimağında vücut bulan ve dilden dile dolaşarak nine ve dedelerimiz yoluyla yeni nesillere ulaşan masallar, toplumsal hafızanın bellekleri olagelmiştir. Toplumla..
''Ey Yavuz!Milletimin selamatini yalvaracaktim.Ayaklarina kapanmak için, sana yükselmek istedim. Yari yolda gözlerim karardi. Sendeledim ve düstüm. Allah günahimi affetsin!" Ürün Adı: Çağlayanlar..
Stefan Zweig, 1881’de Viyana’da dünyaya geldi. Avrupa’da iyi bir eğitim gördü. I. Dünya Savaşı sırasında İsviçre’de ikamet etti. Savaş sonrasında ilk evliliğini Frederike von Winternit’le yaptı. 1934’te Nazi baskısı nedeniyle ülkesini terk etti. 1939’da ikinci evliliğini Lotte Altman’la yaptı. Sonra..
Çılgın bir dünyada yaşadığınız vakit aklı başında olmak bir kabahattir. Mevcut düzeni bozacak her türlü girişim delilere özgü diye adlandırılırken toplumun sıradanlığına, dünyanın çivisinin çıkmışlığına, haksızlığa, hukuksuzluğa başkaldırmak olacak iş değildir. Doktoru olduğu hastanedeki düzensizlik..
1912 yılının Mart ayında, Napoli limanında olağan dışı bir kaza yaşanır. Ama gerçekler göründüğünden çok daha farklıdır. Gemideki yolculardan biri, talihsiz olaydan önce rastlaştığı bir doktorla uzun uzadıya sohbet edince öğrendikleri karşısında şaşkına döner. Sonrasındaysa yalnızca kendisinin bildi..
Sakin halkı ve yavaş yaşamıyla bilinen Quiquendone kenti asırlardır tek bir kavganın olmadığı, kimsenin kimseyle anlaşmazlık yaşamadığı, hiçbir insanın duygularının kontrolüne girmediği bir yerdir. Burada kalpler bile aynı ritimle atmaktadır.Ne var ki hayat Doktor Ox ve asistanının gelişiyle karmaşı..
Kafka’nın Dönüşüm’ünde olan biten aslında basittir. Bu olağanüstü öyküde, Gregor Samsa’nın aile bireyleri ve çevresindeki insanlarla ilişkilerindeki bozulmalar adım adım ortaya konulur. Böylece toplumda farklılaşan ve öteki hâline dönüşen bireyin trajedisi tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilir. İyi..
Elindekini avucundakini vermek değildir lütfetmek. Esas lütuf kendinden vermektir.Sevda nedir ya da acı; nelere izin vermelidir insan ve nasıl olmalıdır yuvası? Güzellik neresindedir aslında yaşamın ya da nedir neşe dedikleri? Peki ne denir kedere, mutluluğun yanında?Ne olmalı cezası bu hayatta işle..
Her büyük yazar gibi Tolstoy da insanlık meseleleri üzerine kafa yorarak eserlerinde topluma ışık tutmaya çalıştı. Ancak günlük yaşamında mevcut egemenlerin gölgesinde durarak suya sabuna dokunmadan yaşayan yazarlardan asla olmadı.Her zaman ezilen yığınların sesi olmanın ötesine geçmeye çalıştı, bu ..
Derler ki ölüm, savaşın en yakın arkadaşıdır. Birbirleri için yapmayacakları şey yoktur fakat savaş açgözlü olan taraftır ve hep daha çok ölüm bekler.Ülkesindeki savaştan kaçmaya ve özgürce yaşamaya çalışan fakat bunu başarmakta zorlanan bir adamın hissettiği mecburiyet, hayatında iyi olan ne varsa ..
Ailesinden kalan yüklü mirasla rahat ve tasasız bir hayat süren kahramanımız her zaman yaptığı gibi pazar günü gezmesine çıkar. Orada burada dolanırken yolu at yarışlarının yapıldığı hipodroma düşer. Can sıkıntısından ne yapacağını bilmediği için içeri girer ve yarışları izlerken kendinden geçen yar..
Dostoyevski’nin veciz bir ifadeyle “Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan çıktık!” dediği bu sarsıcı öykü, aynı zamanda gerçekçi Rus edebiyatının en önemli kilometre taşlarından birini de oluşturuyor.Zaman zaman ‘sokaktaki adam’, ‘sıradan insan’, ‘küçük memur’ ya da ‘küçük adam’ denilen, görmezden gelinen, ..
Ağır hareket eden, ağırbaşlı, hep korunmaya muhtaç şah; çok becerikli ve çok güçlü, hem koruyucu hem saldırgan vezir; herkesin arasından sıyrılan, her yere seğirten cevval fil; sarsılmaz bir kaya gibi dikilen, baş eğmez kale; güçlülerin basit oyuncağı, ilk tehlikede feda edilecek zavallı piyon Bize ..
Bir tek korkusu vardı: Kalabalık bir yerde, mesela bir sokak köşesinde düşüverirse başına üşüşürler; ifade almaya, itip kakalamaya, götürmeye kalkarlar, onu rahat can vermeye bırakmazlardı. Can çekişirken hırpalanmaktan ödü kopuyordu. Kendisine herhangi bir şekilde yardım edilip kurtarılabileceği dü..
Franz Kafka aforizmaların büyük kısmını 1917 Eylülü ile 1918 Nisanı arasında Zürauda yazmıştır. O Sırada verem teşhisi konulduktan sonraki kısa bir ara verme ümidiyle kız kardeşi Ottlayı ziyaret etmiştir. Aforizmalar Kafkanın ölümünden yedi yıl sonra dostu Max Brod tarafından Betrachtungen über Sünd..
Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920'li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu..
Lou Andreas-Salomé modern anlamda feminist olarak tarif edilemese de, bagimsiz ve özgürlükçü yasamiyla kusaklar boyu feministler için bir rol model oldu. Nietzsche, Rilke ve Freud gibi önemli sahsiyetlerle kurdugu dostluklarla ve onlar üzerindeki etkisiyle gündeme geldi. Avrupa üniversitelerinde ögr..
"Iste adasim, sana seven bir Çingene'nin hikayesi. Çiçeklerin açtigi bir mevsimde, senin kollarina yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarinda oturtmak ve öpüsmek, yoruluncaya kadar öpüsmek hos seydir... (...) Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir seyi kendisinde tasim..