Gecenin ilk karanligi dogu ufkunu kaplar kaplamaz durgunluk ve sükunet denilen iki bekçi damarlara ve sinirlere hakim olur. Bir süre evlerin camlarini al ve altin sarisi renkte ziyalarin olusturdugu hüzünlü akislerle kaplayan gurup, gittikçe sönüp hüzünlü seyircileri olan gözlerdeki sihrini kaybedin..
Kapimi çalan, uykularimi bölen hayatlari öykülestirdim. Yasamak mi, taniklik mi, yazmak mi zor…Bir yilan, çöreklendigi yerden hep basini kaldirdi, hep bagirdi; ‘Bilmezlikten gelme, senin de payin var bu yasananlarda. Bu hoyrat düzenin içinde, tepesinde meclisindesin. Sorumlusun…’ Töre diye babasi Gü..
William Shakespeare (1564-1616): Oyunlari ve siirlerinde insanlik durumlarini dile getiris gücüyle dört yüz yildir bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar, Bir Yaz Gecesi Rüyasi adli komedyasinda bir ask öyküsünü o dönemde pek revaçta olan cin ve peri masallarini kullana..
"Hala bir sey çikmadi... Galiba bu yolu yapmayacaklar. Köylü de bana yardim etmiyor. Pek ölü mahluklar... Belki de pek akilli mahluklar da, bosuna yere ugrasmak istemiyorlar. Içimde hiç sevk kalmadi. Insana birkaç kelime ile cevap verseler yine neyse, fakat ne evet, ne hayir!... Sanki bu istidalari ..
14 Nisan 1914 te Beykozda dünyaya geldi. Edebiyata olan merakı ilkokul zamanlarında başlayan Orhan Veli Kanıkın ilk hikâye denemesi, Çocuk Dünyası Dergisinde basıldı. Bunu farklı yıllarda, başka dergilerde çıkan hikâyeleri izledi. Orhan Veli’nin edebiyata ilgisini fark eden lise edebiyat öğretmeni A..
Dostoyevski’nin bir gazete ilanından esinlenerek yazdığı ve psikolojik tahlillerin ön planda olduğu bu öyküde, 16 yaşındaki genç bir kızın çaresizlik sonucu 41 yaşındaki bir adamla evlenmesi ve kadının intiharıyla sonuçlanan bir son anlatılıyor. Sevgisini dile getiremeyen ve karısını sürekli aşağıla..
Mirko Czentovic, on iki yaşında yetim kalınca iyiliksever bir rahibin himayesine girmiştir. Zekasından şüphe duyulan ve önemsenmeyen bu çocuğun, tesadüf eseri bir satranç dehası olduğu ortaya çıkar.Ve Mirko yıllar sonra dünya satranç şampiyonu olarak karşımızdadır.New York'tan Buenos Aires'e gitmekt..
Elit tabakadan gelen, saygın ve centilmen bir yedek subay, hayatının heyecanının kaybolduğu günlerden bir gün, at yarışı seyretmeye gider. Yarış esnasında yerde başkasına ait bir bilet bulur ve bu biletle at yarışı oynayıp para kazanır. Hem ihtiyacı hem de hakkı olmayan bu parayı alıp cüzdanına koym..
Geceye sırf gece diye tutkun olması, arkadaşımın tuhaf bir fantezisiydi (buna başka ne diyebilirim ki?) ve diğerlerine olduğu gibi, onun bu tuhaflığına da sessizce uydum; tam bir teslimiyetle onun vahşi isteklerine boyun eğdim. Karanlık Tanrıça her zaman bizimle olmuyordu ama biz onun varlığını takl..
David, ailesiyle fakir ama mutlu bir yaşam sürmektedir. Öğretmen olan babası oğlunu iyi kalpli, akıllı ve cesur biri olarak yetiştirmiştir. Ancak anne ve babasının genç yaşta ölümünün ardından delikanlı tek başına kalır. Babasının vasiyeti üzerine başka bir kentte yaşayan akrabalarının yanına gider...
Yazar ikinci öykü kitabında çocukluğun gölgesinde anlatmaya devam ediyor. Geriye hasretin, ayrılığın kaldığı çaresiz zamanlara uzanıyor kelimeleri..Yenilgiler, yoksunluklar, aldanışlar, yalnızlıklar… Bazen de güzel tesadüflerin mucizevi gücüyle tüm hayat yorgunluğunu bir örtü gibi çekip aldığı nadir..
Bay Hennicke’nin varlıklı karısı oğlunu dünyaya getirdikten kısa bir süre sonra vefat eder. Bu, Bay Hennicke için, oğlu yetişkin bir erkek olup mirası devralacağı zamana kadar geçireceği yirmi bir rahat yıl demektir. Oğlunu bu zengin hayatında tehdit olarak algıladığı için de onu ölen karısının akra..
"Satranç aşk gibidir. Tek başına daha az eğlencelidir."Stefan Zweig'in Brezilya'da sürgündeyken yazdığı Satranç, rastlantı sonucu eline geçirdiği bir kitapla satrancın inceliklerini öğrenen Dr. B. ile Dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic'in kapışmasını anlatan bir öykü gibi görünse de aslında Zwe..