Hikaye

Sevimli örümcek T ula yeni maceralarin pesinde...Tula Alagöl'de yasayan deniz kaplumbagasi Doga'y' ziyaret etmeye karar e.rir. Ama yola çikmadan önce Doga'nin yavrularinin yumurtadan çikisina tanik olmak ister. Doga'nin yavrularindan birinin basi derde girdiginde ise ona yardim eder.Tula'nm yalniz ç..

Alagöl'den Iztuzu'ndaki evine dönmek uze.ro. bindigi teknede bir çantanin içine saklanan T ula, saatler sonra disari çiktiginda kendini daha önce hiç görmedigi bir yerde bulur.5arinin ve kahverenginin binbir tonuyla bezeli, silindir seklinde uzun tepecikler, kivrimli yollar ve daglarin içine oyulmus..

Yil 1908, yer Almanya’nin Friedrichshafen kenti...Genç bir subayken bindigi hava balonuyla gökyüzünden sehri izleyip büyülenen Kont Ferdinand von Zeppelin, tipki bir gemi gibi yolcu ve esya tasiyabilen bir hava balonu yapmayi aklina koyar. Zamanla bu düsünü gerçek bir mühendislik projesine çeviren K..

Merhaba, benim adım Işılay.Neşeli, eğlenceli ve komiğim.Bazen de öfkeli ve endişeliyim.Ah, şu duygularım değişiyor sürekli,Bu ara sormayın başıma gelenleri!Benben Canavarı ile tanıştığımdan beri,Kendimi düşünüyorum sürekli.Mesela paylaşmıyorum kimseyle kalemlerimiYa da ağzımdan çıkmıyor hiç tebrik s..

Merhaba, benim adım Işılay.Adım nereden mi geliyor?Tabii ki bu babamın işi.Işılay, ay ışığı demekmiş.Babam anneme hep böyle seslenirmiş,Bizim bütün mahalle bu hikâyeyi bilirmiş.Şimdiyse benim üstümde gözleri,Kasabı, manavı, marketi...Ne kadar da meraklı hepsi !Ama biliyorum severler beni.Ne zaman ko..

Merhaba, benim adım Işılay.Neşeli, eğlenceli, komik...Bazen de öfkeli ve endişeli.Ah, şu duygularım değişiyor sürekli.Bu ara sormayın başıma geleni.Geceleri rüyama üşüşenleri,Beni çokça korkutup güzel uykumdan edenleri...Ailem ve mahalledeki dostlarım olmasa ne yapardım bilmem ki?Hem canavarlar niye..

“Sevgili Bobo, şimdi gidelim senin yuvana. Ne zaman dalarsan tatlı rüyalara, ben o zaman döneceğim kendi yuvama. Zamanla sen de alışacaksın, yuvanda yalnız uyumaya. Kendini hazır hissedene kadar ben yanında olacağım. İhtiyacın olduğunda, uzakta değilim. Hemen seni duyarım, unutma.”Bu kitap çocuklara..

Âkif'i, ablasının kitabı Dört Yapraklı Yonca’dan tanıyor olabilirsiniz. Biliyorsunuz ki kendisi doğaya ve hayvanlara çok düşkün bir çocuk. Ama önceden hiç de böyle değildi! Gelin hep birlikte Âkif'in yaşadığımız gezegene bambaşka gözlerle bakmaya başladığı ve doğaya, esen rüzgâra, yeşil yapraklara ..

Hiç kendini dalgaların önüne kattığı oradan oraya savrulan bir poşet gibi hissettin mi? Eminim hissetmişsindir. Böyle durumlarda, "Keşke şu dalgalarla aramda bir dalgakıran olsaydı da ben de usul usul kendi yolumu bulabilseydim," diye düşünmüşsündür belki de. İşte o zaman bu dalgakıranı çok seveceks..

Derya yaz tatillerini anneannesinin adadaki evinde geçiriyordu. Bu durumdan hiç de rahatsız olmuyordu. Çünkü anneannesi sizin bildiğiniz anneannelerden değildi. Onunkisi paraşütle uçabilen bir anneanneydi. Her yaz anneannesiyle maceralara atılıyorlardı ve onun koleksiyonu için parçalar arıyorlardı. ..

Eski zamanlarda bir ayakkabıcı kırmızı tokalı bir çift kırmızı çocuk ayakkabısı yapmıştı. Ayakkabılar akşam olup ayakkabici uyuduktan sonra aralarında sohbet ederlerdi. Ayakkabı çiftinin biri, "Saraya gideceğiz görürsün," dediğinde diğeri, "Olmaz, küçük sultanın ayakkabısı çoktur, bizi giymeyi unutu..

Yerde bulduğu minik şeylerin peşine düşen, onun ne olduğunu bulmadan peşini bırakmayan araştırmacı çocukların keyifli hikâyesi…Sabrın meyvesini ya da sebzesini yemek fark eder mi? Hem sonunda tohumu, umudu ve Yaradan’ı fark edecek olmak çok heyecanlı değil mi? “Büyüklerin hiç vakti yok mu Bize cevap..

Tek işi yakıp yıkmak olan bir hayvan varmış ki adı maymun Muzır'mış.Tabii hayat hep böyle devam etmemiş. Bir gün Muzır içinden çıkılmaz zor mu zor bir duruma düşmüş.Sonra da şaşkınlıktan deliye dönmüş. Ama neyse ki arkadaşları onu merhametleriyle sarıp sarmalamış ve "Gerçek maymunluk bu değil," demi..

Hayal bile edemediğin öykülerin yazılı olduğu kitaplar okudun mu?Ardından bir düş masalının ipine atlayıp gökyüzüne tırmandın mı hiç? Belki de o düşler âleminden bir süpürge sesi, uçan terlik ya da kedi miyavlaması ile uyanıp çıkmışsındır. Sen de hayallerini süsleyen bu masalların ipini tutmaya çalı..

Annesi Melek'e döndü ve ormanın seslerini duyup duymadığını sordu. Melek şaşkın bir şekilde gözlerini timsah yumurtası gibi kocaman açıp annesine baktı. Ormanın sesleri mi vardı? Ormanı görmek yetmiyor, bir de duyacak mıydi? Annesi sorunca merak edip etrafa kulak kabarttı. Ama annesinin bahsettiği s..

Sare gece uykusundan gürültülü bir horlama sesi ile uyandı. Ne kadar denese de tekrar uykuya dalamadı. Uyuması için tek bir çaresi vardı, horlayan kişiyi bulmalıydı. Acaba kimin şefliğinde çalıyordu bu horlama orkestrası?Bu eğlenceli bir aile ve uyku hikâyesi. Hem merak uyandırıcı hem de neşeli.Ürün..

'Bir şehrin sahibi sadece insanlar mıdır?' diye düşündü kadim çeşme, can dostu çınar ağacıyla birlikte. Eski günlerini özlemle anıyordu her zaman. Hiç kimse yok muydu onların da değerini anlayan?Ürün Adı: Kadim Çeşmenin Öyküsü..

Aden heyecanlanmıştı. Cesaret ne demek? diye sordu.Cesaret, korkularına rağmen hayallerinin peşinden gitmen demektir. dedi Edi. Cesaret, hayallerinin peşine düştüğünde yolda kalmaman için gereken yakıt gibidir.Kalbindeki Cesaret hayatı anlama ve kendini tanıma yolunda sevgiden ilham alanların öyküsü..

Bulutlar şehri,Pıt sesleri,Cız sesleri,Ve Kar Kristalinin eşsiz hikayesi…Ürün Adı: Kar Kristali..

Küçük evde işlerin ucundan tutardı, ailenin her bir ferdi.Yemek yapar, oyun oynar, evi temizlerlerdi.Kitapları inceler, birlikte çizgi film izleyip gülerlerdi.Ama mutlaka gelirdi anneyle babanın okuma saati.Geçerdi dev kütüphanenin önüne anne ve baba,Dalarlardı bir kitabın içine,Çıkmazlardı oradan s..