Faust, Goethe’nin hayatını, düşüncesini ve bütün kişiliğini bir araya toplayarak meydana getirdiği bir şaheserdir. Faust, Goethe’nin gençlik çağında hasta ve ümitsiz olarak bilgi ve sevgiden hayal kırıklığı yaşadığı bir halde Leiptzig’den Frankfurt’a döndüğü zaman hayalinde oluşmaya başladı. Goethe ..
1860 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Abdurrahman Sami Paşa Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’ya müsteşarlık yapmış, Maarif nazırlığı yapmış kültürlü bir devlet adamıydı. Samipaşazade Sezai babası Abdurrahman Sami Paşa’nın konağında özel öğrenim gördü. Seçkin hocalardan Arapça, Farsça ve Fransızca öğren..
Victor Hugo’nun, Bir İdam Mahkûmunun Son Günü, sarsıcı ve sıradışı bir kitap.Hugo’nun yazım stil olarak o dönemde kullanılmayan bir üslupla, yani birinci tekil şahısla kaleme aldığı eser, ölüm ve yaşama, ölmek üzere olan bir suçlunun gözünden bakış.Güneşin camlardaki oynaşmasını keyifle izlerken öle..
BİR SABAH UYANDIĞINIZDA KENDİNİZİ BİR BÖCEĞE DÖNÜŞMÜŞ BULURSANIZ NE OLUR?Nasıl ki Kafka'nın Dava'sında Josef K., bir sabah uyandığında kendini tutuklanmış olarak buluyorsa, yine Kafka'nın Dönüşüm'ünde de Gregor Samsa bir sabah ko¨tu¨ rüyalarından uyandığında kendisini dev bir böceğe do¨nu¨s¸mu¨s¸ o..
Acılarla yoğrulmuş hayatının özlemlerini Güneş Ülkesi’nde dile getiren Tommaso Campanella, eseri sayesinde bize döneminin buhranlarını, umutlarını, toplumları etkileyen cereyanları okuma fırsatı veriyor.Astroloji, felsefe, okültizm, teoloji, sosyoloji, ekonomi, siyaset, strateji gibi alanlarda görüş..
Anna Karenina ve Savaş ve Barış gibi dünya edebiyatına kazandırdığı başyapıtlarla tanınan Rus romancı Lev Nikolayeviç Tolstoy, yaşamının son yıllarında, Tanrı, din, devlet, toplum, birey, özgürlük gibi kavramlar üzerine eserler vermiştir. Bu dönemin ürünü olan "İnsan Ne İle Yaşar?" kitabında insan y..
İlk defa 1882'de “Russkaja Myslj” adlı bir dergide yayınlanan “İtiraflarım” adlı bu eseri Tolstoy, elli yaşında geçirdiği manevi krizden sonra kaleme almıştır. İçine düştüğü bu kriz sonrasında aradığı kurtuluş yollarını ve bu sırada geçirdiği fikri, ahlaki ve dini gelişmeleri anlatır. Tolstoy, enind..
Sokrates felsefesinin temellerini ele alan başlıca kaynak, öğrencisi Platon’un kaleme aldığı“Sokrates’in Savunması”dır. Ahlak felsefesinin kurucusu olarak kabul edilen Sokrates’in yaşamının en önemli olaylarından biri, MÖ 399 yılında hakkında açılan, Sokrates’in Savunması’nda sözü edilen, davadır. “..
’Ben hasta bir adamım…’’ Dostoyevski’nin hacim olarak küçük ama etkisi bakımından muazzam büyüklüğe sahip bu eseri işte bu cümleyle başlar. Bu cümle, kendini hayatın gerçekliğinden ve gerçek hayattan tecrit etmiş, kendine buna mecbur hissetmiş birinin, iç dünyasında yaşadığı çatışmaların ve bunlarda..
“Sarıl Bana” diyorsanız, namütenahi bir yolculuğa çıkıyorsunuzdur. Bu öyle bir yol ki; bazen sevdiklerinizi kaybedersiniz, bazen de kaybettiklerinizi sevmeyi öğrenirsiniz. Meyus bir adamın “Sarıl Bana” diyerek çıktığı bu yolculukta ağlayışları işitilmedi. O kendini kaybetmemeyi, sevdiği herkesi kayb..
Çünkü seni yıllardır tanıyorum, sevgili Nastenka, çünkü yıllardır böyle birini arıyordum. Aradığım sendin, ikimizin şu anda buluşması kaderimizde vardı.Dünya edebiyatının büyük isimlerinden Dostoyevski’nin henüz çok genç yaşta yazdığı Beyaz Geceler, Petersburg’un dört gecesinde geçer. Tek başına yür..
Sana bir armağanım var sevgilim. Bütün şehri sığdırdım içime,şimdi seriyorum önüne. Şehrin ışıkları benim gözlerimde. Bak oraya iyice; seni gördükçe daha çok aydınlanıyorlar.Şehrin sokakları dilimdeki sözcüklerde sevdiğim; dinle iyice onları. Seni sevdikçe, yan yana dizilirengârenk evler gibi dökülü..
Yazar ikinci öykü kitabında çocukluğun gölgesinde anlatmaya devam ediyor. Geriye hasretin, ayrılığın kaldığı çaresiz zamanlara uzanıyor kelimeleri..Yenilgiler, yoksunluklar, aldanışlar, yalnızlıklar… Bazen de güzel tesadüflerin mucizevi gücüyle tüm hayat yorgunluğunu bir örtü gibi çekip aldığı nadir..
Bu kitap doğu Hint adalarında doktorluk yapmakta olan bir adamın görevi ile duyguları arasında kalışının hikâyesidir...Amok koşucusu; güç, tutku, utanç ve hızla deliliğin pençesine düşen bir adamı anlatmaktadır. Pişmanlıklar içinde kıvranan, tutkunun esiri olan, vicdanını rahatlatmak için verdiği sö..
Alman dilinin en çok okunan yazarlarından olan Stefan Zweig’ın kitapları ellinin üzerinde dilde, milyonlarca baskıya ulaştı. Kısa hikâyeleri kadar biyografileriyle de dünya edebiyatının en önemli figürlerinden biri olan Avusturyalı yazar Zweig’ın Ay Işığı Sokağı isimli kitabı, benzersiz üslubuyla ka..
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu/ Stefan Zweig "Böylesine bir aşk gerçek olabilir mi?" 1920'lerin ilk yarısında Stefan Zweig tarafından kaleme alınan bu kitapta; yaşamı boyunca delicesine sevdiği, ancak kadının varlığından haberi bile olmayan, yazar R.'ye yazılan uzun bir mektup yer alır. "Hiçb..
Zengin, seçkin ve asil bir kadın olan Madam de Prie, ülkenin ekonomik dengesini sarsıp halkıkışkırttığı için kral tarafından Paris'teki hayatından sürgüne gönderilir. O ihtişamlıhayatından, etrafını çevreleyen kalabalıktan bir anda mahrum kalmak ve yalnızlığın derinıstırabı onu âdeta çılgına çevirir..
Bayan C'nin hayatında yaşadığı hüznün girdabında o ana kadar yaşamadığı farklı bir gün başlar. Son zamanlarda üzüntü, heyecan ve anlam arayışının içerisinde; bir kumarhanenin parlak ışıklarına ve yabancı tutkusuna çekilerek bir amacı tekrar keşfediyor ama ne pahasına?Şefkatli bir kadının ve onun yaş..
Sophia ve Helena, baharat ve ballı ekmekler satan bir kadının tek başına yoksulluk içinde büyüttüğü ikiz kızlarıdır… Yüzleri, sesleri, davranışları ve hatta mimikleri bile birbirine o kadar benziyordur ki, anneleri dahi onları birbirinden ayırt edebilmek için birinin koluna ucuz bir bileklik takmak ..
İki genç müzisyen… Biri, ürkek ve oldukça utangaç bir piyanist olan Erika Ewald; diğeri, kemanına eşsiz sesler veren genç bir adam… Yolları bir konserde kesişir ve ardından gelen provalar ile uzun yürüyüşler aralarındaki arkadaşlık duygusunun şeklini değiştirmeye başlar. Genç adam bir gün bunu açıkç..